15.02.2013

Çocuklarımıza daha fazla özgürlük!



Leon 1,5 yaşındayken
Ekim başında denize girdi
Bugün bir dostla sohbet ederken İstanbul’daki eski günleri hatırladık. Bizim “eski” dediğimiz 90’lı yılların başı, ortası gibi. Sanki çocuklara daha çok özgürlük tanınıyordu. Bahçe ve parklar hatta yan sokaklar bile dolup taşıyordu, küçük yaştan itibaren hemen hemen her çocuk dışarıda oynardı. Beşiktaş ve Cihangir’in sokaklarında çocukların her gün okuldan sonra sokaklarda top oynadıkları hatırlıyorum. O günleri oldukça iyi hatırlıyorum, her öğleden sonra ve bütün hafta sonları “anneeeeeeeeee” ve çocukların adların yankıları duyuluyordu. Evimin köşesindeki oyun parkında daima 5-10 anne oturup çocuklarının oyunlarını izlerlerdi. Nerede o rahat zamanlar? Kendi evinden değilse en azından dede evinden hatırladığı o güzel, serbest ve rahat zamanlara ne oldu?

Biz de öyle büyümedik mi? Türkiye olsun, Almanya olsun, fark etmez. Dışarıda ağaçlara tırmanıp pantolonlarımızı yırtmadık mı? Çamurla savaş oynayıp üstümüz başımız batmış halde eve gelmedik mi? Annelerimiz çok mu kızdı? Tam tersi, normal olarak kabul edilirdi. Peki, bugün çocukların kirlenmesinin o kadar sorun haline getirilmiş bir dünyada yaşamaya başladık ki çocuklar dışarıya bile gönderilmiyor. Ama neden?

Luka 2,5 yaşındayken
benimle elma püresi yapıyor
Bugünkü anne babalar daha korkak mı oldu? Yoksa çevre daha tehlikeli mi? Daha fazla anneler iş dünyasındaki yerini almış çocukları tüm gün anaokulunda mı oluyor? Ya da güvenli bir ortam yaratmakla birlikte özgürlük tanımak bu günlerde daha mı zor? Bence hepsinden biraz. Tüm bu nedenler birbirini etkileyen tetikleyen faktörler.

Çalışan çalışmayan annelerin çoğu çocuklarının bakıcısıyla dışarıya çıkmasından korkuyor. Ya başına bir şey gelirse? Bundan korkmayan anne artık bakıcısını zor ikna ediyor. Apartmanda yaşayan çocukların bazılar veya belki çoğu bile ilk senelerde dışarıya çok fazla çıkmıyor. İlerleyen yaşlarda da dışarıda oynamıyorlar. Okul öğleden sonraya kadar sürüyor, yollar uzun, kalan vakitte çocukların dışarıda oynaması istenmiyor, o hayatı bilmediği için dışarıya çıkmasından korkuluyor.
Leon 2,5 yaşındayken
ayağına bir şey batmış,
bizden yardım istiyor

Almanca’da çok sık kullanılan bir deyim aklıma geliyor “Kontrol iyi, güven daha da iyi”. Bir anne olarak bunun ne kadar doğru, ancak ne kadar da zor olduğunu biliyorum. Ama yine de; çocuklarımızın özgüveni yüksek, becerikli birer birey olmasını istiyorsak kendi tecrübelerini edinmelerine imkan tanımamız gerekiyor. Hem de ilk baştan itibaren. Tabi ki her konuda değil, ama birçok konuda. 
Bizim annelerimiz ağaçtan düşme ihtimalimizin, sokaklarda cam kırıkların, geçen arabaların tehlikeli olduğunu bilmiyor muydu? Tabi ki biliyorlardı, ama göz yumup bize güveniyorlardı. Çok fazla yaramazlık yapmayacağımızı ve tehlikeli anlarda eve gelip yardım çağıracağımıza güveniyorlardı. Bence bizim de, çocuklarımızı evde hapsetmekten çok, kendimize ve çocuklarımıza öğretmemiz gereken şey de budur. Unutmayalım, çocuklarımız yaşayarak öğrenirler, biz onların yerine yaşarsak ve yaparsak bir şey öğrenmeleri çok fazla mümkün değil.      

2 yorum:

  1. çocuğu 2,5 yaşına gelene kadar evden çıkartmayan birini tanıyorum. hasta olur korkusu ile. aslında çocukların mikroplarla da tanışması gerekli ki bağışıklık sistemi gelişsin. eve hapsetmek her yönden daha tehlikeli bireyin gelişimi açısından.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kesinlikle çok doğru.. Çocukların mikroplara karşı da bağışıklığının gelişmesi lazım. Yoksa en ufak şeyden hasta oluyorlar..

      Sil